O an kalbim deli gibi çarpmaya başladı, elim titredi ama mesajı görmeden duramazdım. Telefonu açtım, mesajı okudum… “Canım, bu gece çok güzeldi, seni şimdiden özledim.” Başımı döndüren bir şok dalgası sardı bedenimi, gözlerim doldu ama gözyaşlarım akmıyordu, sanki donmuş gibiydim. İçimde hem öfke hem de korku vardı. O mesajın anlamını kabul etmek istemedim, belki bir yanlış anlaşılma, belki bir oyun, ama içimde bir ses bunun gerçek olduğunu fısıldıyordu.Bir an durdum, ne yapmalıyım diye düşündüm. Uyandırıp hesap sormalı mıydım, yoksa sessizce sabahı mı beklemeliydim? Kafamda binbir düşünce dolaşırken, gözüm telefona takıldı. Mesaj kimden gelmişti? Adını bilmiyordum, sadece kalp emojisiyle kaydedilmiş bir isimdi. O an mideme bir yumruk yemiş gibi hissettim. Bu, düşündüğümden de kötüydü.Telefonu yerine koydum ve yatağa gittim. Yanında yatmak bile dayanılmazdı artık. Gözyaşlarım yavaş yavaş akmaya başladı, sessizce ağladım, nefesim düğümlendi, ama sesimi çıkarmadım. O ise derin bir uykudaydı, sanki hiçbir şey olmamış gibi. Kafam karmakarışıktı; kalbim kırılmış, güvenim yerle bir olmuştu.Sabah ne yapacağımı bilmiyordum. Bütün hayatım gözümün önünden geçiyordu. Çocuklarımın yüzlerini düşündüm, onları bu duruma nasıl sokacaktım? Ya annem, kardeşim? Hepsini aklımdan geçirirken, içimde yükselen bir güç hissettim. Bir şey yapmalıydım. Ama ne?Sabah olur olmaz eşim kalktı, hiçbir şey olmamış gibi telefonunu aldı ve banyoya gitti. Ben de derin bir nefes aldım ve kararımı verdim.