Fahrettin Aslan geldi bir gün. Dedi ki; “Bir çocuk buldum. Müthiş bir şey! Onu ben Gönül Akkor’un altında çıkaracaktım. Ama Gönül kapris yaptı. Ben bunu assolist yapacağım, sen de bununla bir film yap!” O dönemde televizyon yok.Bülent’in oralarda da (Anadolu’da) tanınmasını istiyordu. Bu da ancak bir filmde başrol oynayarak olacaktı. “Bakarım” dedim. Birkaç gün sonra elinde bir buket çiçekle Bülent Ersoy geldi. Gelir gelmez elimi ö-p-tü.Gayet terbiyeli, mazbut… Sürekli Bismillahirrahmanirrahim diyen bir adam.Ertesi akşam sahneye ilk çıkış galası varmış beni davet etti. Birkaç arkadaşımı alıp gittik Maksim’e… Müthiş bir ses, yakışıklı, incecik bir delikanlı. Çok hoşuma gitti… Seyirci de çok sevdi. Büyük bir yıldız olacağına kani geldim ve Sıralardaki Heyecan diye bir film projem vardı.Bülent Ersoy ve Gülşen Bubikoğlu’nun başrolünü oynadığı filmi çektim. Çok büyük iş yaptı film. Ölmeyen Şarkı, Şöhretin Sonu, İşte Bizim Hikayemiz adlı dört film daha yaptım. Yıllar sonra da kadın olduktan sonra Biz Ayrılamayız ve İstiyorum’u çektim Bülent’le. Hepsi de büyük iş yaptı ve o filmler Bülent’i bütün Türkiye’ye tanıttı.BÜLENT K-A-D-IN OLMASAYDI DAHA TEPELERDE OLURDU:Bu kadınlık hormonlarından dolayı şişmanladı. Bülent kadın olmasaydı bugün daha tepelerde bir yerde olurdu. Bu kadınlık hormonlarından dolayı şişmanladı. Fiziğiyle iyi bir tesiri olmadı. Ayrıca ülkemizde Emel Sayın, Behiye Aksoy, Gönül Akkor, Muazzez Abacı, Seçil Heper gibi çok star kadın sanatçı vardı, ama erkek sanatçıda bir boşluk vardı… Bülent’in erkek oyuncu olarak yaptığı filmler çok beğenildi ve sükse yaptı. Çok da esprili bir delikanlıydı! Bu sete de yansırdı… Sıralardaki Heyecan adlı filmi Orhan Aksoy çekiyor. Gülşen’le Bülent’in bir aşk sahnesi çekimi yapılıyor. Bülent’in yakın planı çekilirken Gülşen’e değil sürekli sağ tarafa bir yere bakıyor. Yönetmen Orhan Aksoy; “Gülşen’in gözüne bak, gözüne!..” diyor ha bire. Samim diye bir asistan vardı. Yakışıklı çocuktu. Gülşen’in arkasında sağ tarafta duruyordu. Bülent asistandan gözünü alamıyor! Orhan Aksoy’un içine sinmiyor, sahne tekrarlanıp duruyor. En sonunda yönetmen bağırdı: “Gülşen’in gözünün içine bakacaksın” diye! Bülent bir parlıyor: “Niye bakacakmışım!.. Sapık mıyım ben (!), Biliyorum bakacak yeri ama o oralı değil” diyor. Bu espri seti kırdı geçirdi.1984 yılı, tarihte iz bırakan bir dönemi işaret ediyordu! O zamanları hafızamızdan silmek zor. Günümüzün ünlü isimlerinin geçmişte nasıl göründüğünü merak ediyor musunuz? Ayrıca, daha bu isimler ortaya çıkmadan önce magazin dünyasında kimlerin öne çıktığını da incelemek ilginç olabilir. Hürriyet Arşiv ve Hafta Sonu Dergisi’nden alınan fotoğraflar arasında Bülent Ersoy’un 80’li yıllara ait görüntüleri görenleri hayrete düşürdü.Türk Sanat Müziği’nin yaşayan efsanesi Bülent Ersoy’un 1980’lerde bir havalimanında hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaştığı ve hatıra fotoğrafları çekildiği ortaya çıktı. Bu yıllar önce çekilmiş fotoğraflar sosyal medyada büyük bir beğeni topladı. Ayrıca, Sunal sosyal medya üzerinden geçmiş anıların paylaşıldığı perşembe gününde, kızı Ezo’nun doğumundan üç ay önce çekilmiş bir aile fotoğrafına yer verdi.Gül Sunal, eşi Kemal Sunal ve oğlu Ali Sunal ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafı sosyal medyada paylaştı ve fotoğrafın altına, ” Bu fotoğrafın çekildiği günden 3 ay sonra Ezo’nun aramıza katılmasıyla dört kişi olduk” notunu düştü. Sunal’ın bu paylaşımı, takipçilerinden birçok beğeni ve yorum aldı. Özellikle, Kemal Sunal’ın oğlu Ali’ye sevgi dolu bakışları dikkat çekti ve Gül Sunal’ın takipçileri, bu bakışları “Bir babanın oğluna bakışı” şeklinde yorumladı.