– Ben seni yemeğe çıkaracağım, sense bana başka bir kadınla gitmemi söylüyorsun, ben böyle biri miyim, sen bana hangi kadından söz ediyorsun… Eşi, – Annen, diyor. … Böyle bir anı düşünün. Böyle bir anı hayal edebiliyor musunuz? – Ben bu gün yemek teklifini reddediyorum. Yemeğe lütfen annenle git. Uzun zamandır anneni görmeye gitmedin, onunla vakit geçirmedin, yemek yemedin, bu yüzden annenle git… … Adamın adeta kanı donuyor. Karısının bu inceliği karşısında duyduğu minnet ve muhabbet dolu bir sesle..
– Ne kadar iyisin, böyle düşündüğün için Allah senden razı olsun, diyor. Sonra da hemen Annesini arıyor; – Anne hazırlan gelip seni arabayla alacağım, beraber dışarıda yemek yiyeceğiz, sonra da beraber biraz yürürüz… Annesi duyduklarına inanamıyor! Hayretle, – Gerçekten mi” diyor. Adam , – Evet anne bu akşam yemeği beraber yiyeceğiz, hadi ben geliyorum… Bir saat kadar sonra birlikte bir restorandalar. Kadın o kadar sevinçli ki… Bu akşam onun için sanki bir rüya gibiydi… Nerede ya da ne yedikleri önemli değildi. Sokakta bir kaldırımda bile oturup yemek yeseler onun için hiç fark etmeyecekti. Onun için önemli olan şey, oğlunun onunla beraber olması, ona karşı bu kadar sevecen davranmasıydı. Eşiyle çocuklarıyla ve işiyle meşgul olmasına rağmen oğlu annesini unutmamıştı. Oğluyla beraber geçirdikleri bu akşam onun için hayatının en güzel akşamı olmuştu. Eve dönerlerken oğlu annesine dedi ki, – Anneciğim mutlu musun, bu yemek ve yürüyüş seni memnun etti mi? Annesi, – Evet çok, çok güzeldi, Allah senden razı olsun… dedi. Oğlu, İnşallah bunu tekrar yapacağım diyecekti ki. Annesi sözünü kesti, – Hayır İnşallah bir daha ki sefere ben seni davet edeceğim. Aradan uzun bir zaman geçmişti. Adam çok meşguldü. Bir türlü bir araya gelemediler ve bir süre sonra anne vefat etti. Oğlu çok üzgündü. … Bir zaman sonra, annesini yemeğe götürüşünün tam bir sene sonrası, aynı gün için gittikleri restorandan iki kişilik bir yemek daveti aldı. Karısı ile birlikte, daha önce annesiyle yemek yedikleri aynı restorana gittiler. Yiyecekleri yemeğin hesabı da önceden ödenmişti. Adam merakla sordu. – Biz kimin davetlisiyiz? Kendisine bir mektup verdiler, merakla açtı. Mektupta şöyle yazıyordu. … “”“ Sevgili oğlum… Allah senden razı olsun. Beni buraya yemeğe getirdiğin akşam seni aynı yere davet edeceğime söz vermiştim. Ama sen o kadar meşguldün ki bunu yapabileceğim müsait bir zamanını yakalayamadım. İşte şimdi verdiğim bu sözü tutuyor seni ve değerli eşini yemeğe davet ediyorum. Allah sizden razı olsun”””. Evet, öykü bu. … Şimdi size soruyorum. Anneniz sağ mı? Onunla beraber vakit geçirin. Ona iyi davranın. Onu kızdırmayın, üzmeyin. Onlara karşı yaptığınız hatalar ve kötü davranışlar için af dileyin. … Bu davranış lütuf olmamalı ama günümüzde artık bu tür davranışlar anlam ve önemini yitirdiği için ve artık duyarsızlık duygusuzluk almış balını gidiyorken, hoşgörü kalmadığı için bu kadının yaptığı anne tarafından minnet ile ifade edilmesini geçtim ödüllendiriliyor… Olması gereken hallerimize İnsanda varolan erdemli duruşlara merhaba.. Sevgiyle muhabbetle..