Kocaeli’nin bu küçük semtinde yaşamayı seviyorum. Mahalle komşularımızla iyi geçiniyoruz; Herkes birbirini tanır ve birbirine yardım eder. Sabah kızımı parka götürüyorum, akşam eşim işten eve geldiğinde birlikte kısa bir yürüyüşe çıkıyoruz. Bu yürüyüşler ailemiz için bir ritüel haline geldi. Hem günün yorgunluğunu attık hem de birlikte vakit geçirdik.
Ancak son zamanlarda içimde rahatsızlık hissetmeye başladım. Belki evliliğimizin monotonluğudur, belki de her gün aynı şeyleri yapmanın durgunluğudur. Eşimle çok iyi anlaşıyoruz, birbirimize sevgimiz ve saygımız tam ama bazen içimde bir boşluk hissediyorum.
Günler geçtikçe hayatımda bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorum. Ev işleri, çocuk bakımı ve eşimin ihtiyaçları arasında kendime fazla zaman ayıramıyordum. Hayallerim, yapmak istediklerim, kişisel hedeflerim, her şey ikinci planda kaldı. Anne olmayı ve ev hanımı olmayı seviyorum ama bazen daha fazlasını istemek beni suçlu hissettiriyor.
Eşime bu duygularımı ifade etmek istiyorum ama onu üzmekten korkuyorum. Beni anlamadığından değil, beni yanlış anlayıp bende bir sorun olduğunu düşündüğü için. Ancak tek istediğim kendimi yeniden keşfetmek, biraz nefes almak ve hayatıma biraz heyecan katmak.
Kızımız büyüdükçe ona en güzel örnek olmak istiyorum. Ona güçlü ve kendine güvenen bir anne olmak istiyorum. Hayallerinin peşinden gitmeyi bilen bir kadın olmak istiyorum. Belki de bazı değişiklikler yapmanın zamanı gelmiştir. Hem ailem hem de kendim için yeniden başlamanın, hayatıma renk katmanın yollarını aramaya başlamam gerektiğini hissediyorum.