Temel ile Fadime evlenmişlerdi. Zifaf gecesinde Temel, Fadime’ye “Sana bir şey göstereceğim, dünyada bu eşine rastlayamayacağın bir şey” der. Fadime, heyecanla “Aboooow!” diye tepki verir. Ancak aradan birkaç ay geçtikten sonra Temel iş gezisine çıkmak zorunda kalır. Bu sırada Temel’in yeğeni Dursun, Fadime’ye göz koyar. Onlar, Fadime ile işler çevirirler. Temel döndüğünde Fadime’nin morali bozuk görünür. “Ne oldu?” diye sorar Temel. Fadime ise “Sen bana yalan söyledin” der. Temel şaşırır, “Hani onun sadece sende vardı?” diye sorar. Fadime “Evet, bende de bir tane var” der. Temel, içinde Fadime’ye acıyarak “Bir tane de ben ona verdim” der. Fadime, “Ama neden iyi olanı ona verdin?” diye sorduğunda Temel gülerek “Çürüğe çıkarız ya askere alınırız” diyerek durumu esprili bir şekilde geçiştirir.
“Çürüğe çıkarsak sorun yok,” diye devam eder Temel. “Ama askere alınır ve iki ihtimal olursa: ya geri cephe ya da ileri cepheye gideceğiz. Geri cephede kalırsak yine sorun yok, ama ileri cephede olursak iki seçenek var: savaşı kazanabiliriz ya da kaybedebiliriz. Kazanırsak rahatız, ama kaybedersek iki olasılığımız daha var: ya esir düşeriz ya da ölürüz. Eğer esir düşersek sorun yok, ama eğer ölürsek iki şansımız var: ya defnederler ya kağıt fabrikasına yollarlar. Eğer gömülürsek problem yok, fakat kağıt fabrikasına gidersek iki seçenek var: ya gazete kağıdı oluruz ya da tuvalet kağıdı. Eğer gazete kağıdıysak sıkıntı yok, ama tuvalet kağıdı olursak… İşte o zaman yandık, Fadime!”