Yeni Evliydim, Evde kimse yokken

Bir süreliğine elinden kurtuldum ve oturma odasına doğru koştum. Tam kapıyı kapatıp kilitlemek üzereydim ki o arkamdan geldi. Kaçmak için çok zorlandım. Ona bunu neden yaptığımı söylediğimde umursamadı. Evin elektrikleri kesikti ve hava biraz karanlıktı… Tekrar kaçıp mutfağa koştum, karanlıkta bir b-ı-ç-a-k aldım ve rastgele salladım. Çünkü o an ne yapacağımı bilmiyordum. Yere düştü ve o anda ş-o-k oldum. hemen ayrıldı
Kapının dışında çığlık attım ama kimse beni duymadı, bu yüzden eve geri döndüm. Hemen eşimi aradım. Kadın daha önce polise üvey babası hakkında şikayette bulunmuş ancak daha sonra ö-l-d-ü-r-ü-l-m-ü-ş-t-ü. Kadın tutuklandı ve duruşmaya başlandı. Daha sonra yaşananlar ise daha da şaşırtıcıydı. Karar anı mahkeme salonunda geldi. Ya da değil. Söyleyecek başka bir şeyim olup olmadığı soruldu.
“Bu işi mahkemelere bırakıyorum” diyerek söyleyecek başka sözü olmadığını belirterek, babasını öldürdüğü iddia edilen eşinden de mutsuz olduğunu yineledi. Duruşmanın karar aşamasında hakim OB’nin hapse atılmasına karar verdi. Türk Ceza Kanunu’nun 27. maddesine göre meşru müdafaa sınırlarının ihlali meşru heyecan, korku veya kaygıdan kaynaklanıyorsa faile ceza verilmeyecektir. Söz konusu kadın tam 10 yıldır cezaevindeydi. Kadınlar için tahliye kararı
E-şi bu karara itiraz etmek istedi. Babasının ö-l-ü-m-ü- nedeniyle ağır ceza istiyordu. Bu, aşağıdaki soruları gündeme getiriyor:
Kadın burada namusunu korumak için i-n-t-i–ha-r etti. O anda ne yapması gerekiyordu? – Bu durumda neden karısını sert bir şekilde cezalandırmak istiyor? Türkiye’nin böyle bir duruma karşı gerekli düzenlemeleri var mı? Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin! İç sesiniz ne diyor?