İçinde sadece kadınların kaldığı bir kiliseye bir bahçıvan alınacakmış. Rahibelerine güvenemeyen başrahibe epey yaşlı birini alır ve böylece onların günah işlemelerini engellediğini düşünür. Ama bir hafta sonra rahibelerin çok mutlu olduğunu ve o gelince konuşmalarını kestiklerini fark eder. Hepsini odasına çağırıp ne günah işledilerse söylemeleri için sıkıştırır. Epey ısrardan sonra ilk rahibe konuşur: – Odasına girdim. – Ee? – Uyuyordu. – Eee? – Fermuarını açıp çıktım. – Hangi elinle yaptıysan çabuk o elini günah çıkarma suyunda yıka. İkinci rahibe konuşur. – Odasına girdim uyuyordu dışarı sarkmıştı şeyi içine sokup fermuarını kapattım. – Her iki elinide çabuk şu kutsal suda yıka. Tam üçüncü rahibe günahını söylemekteyken içeri apar topar dördüncü rahibe gelir. – Hiç kimse bu kadının kı–cı–nı yıkadığı suyla ağzımı çalkalamamı isteyemez.BONUS FIKRA 1 – HATIRLAMIYORUMBir Fransız, bir Alman, bir Amerikalı ve Temel alanında en iyi askerler olarak seçilmişler. Bir görev için bunların hepsi hücrelere kapatılmış ve her birine bir sır verilmiş. İlk olarak Fransızın hücresine girip sırrı söyletmeye çalışmışlar ve hemen söylemiş. Daha sonra Almanın bulunduğu hücreye girmişler baskı yapmışlar söylememiş, tırnaklarını çekmişler, söylemiş. Sonra Amerikalının hücresine girmişler baskı yapmışlar, söylememiş, tırnaklarını çekmişler söylememiş, elektrik vermeye kalmışlar söylemiş. En son Temel’in hücresine girmişler. Baskı yapmışlar, söylememiş. Tırnaklarını çekmişler söylememiş, elektik vermişler, söylememiş. Daha bir yığın işkence yapmışlar bana mısın dememiş. Adamlar yorulunca çıkmışlar odadan yarın devam etmek için geri döndüklerinde Temel’i kafasını duvara vururken bulmuşlar; Hatırlamıyorum, hatırlamıyorum…BONUS FIKRA 2– Tarihte ilk kez Erzurum’a… Tarihte ilk kez Erzurum’a ayna gitmiş. Adamın biri aynayı görüp eline almış. Daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşine benzetmiş karşısındakini. Adam: – ‘Ey gidi gardaşımm. Seni bi daha görmek nasipte varmış’! deyip aynayı eve götürüp sarılıp uyumuş kardeşine. Karısı bakmış adam bi şeye sarılıp uyuyor. Aynaya bakmış bir kadın! ‘Allah belaağı vireee, bu garı da kim? Bi b*ka da benzese’ diyerek feryat figan evden çıkmış, muhtara gitmiş. Kadın: – “Mıhdar, benim herif beni bu çirkin garıyla aldati.” Muhtar aynaya bakmış. Sonra düşünceli düşünceli: – “Yav bu garıdan çok g*vata benzir”!Türk fıkraları, Türk kültürünün önemli bir parçası olan, genellikle kısa ve esprili anlatılara verilen isimdir. Bu fıkralar, günlük hayattan kesitler, insan ilişkileri, yerel özelliklere dair gözlemler gibi konuları mizahi bir dille ele alır. Fıkralar, nesilden nesile aktarılır ve toplumun ortak mizah anlayışını yansıtır.Türk fıkralarının genel özellikleri:Kısa ve öz: Fıkralar, genellikle birkaç cümleyle anlatılır.
Esprili ve komik: Fıkraların amacı güldürmektir.
Anlamlı bir noktaya değinir: Fıkralar, bazen toplumsal bir durumu, bir karakter özelliğini veya bir olayı eleştirerek veya överek bir noktaya değinebilir.
Yerellik: Fıkralar, genellikle bir bölgeye veya şehre özgü aksanlar, deyimler ve kültürel referanslar içerir.