Narin olayında sır perdesini aralayacak yeni deliller ortaya çıktı. Narin olayında bir türlü itirafın gelmemesi, kimin hayattan kopardığının tespit edilememesi üzerine baba Arif Güran, mahkeme öncesinde ve mahkemede ısrarla Dara 2. askeri üst bölgesine ait güvenlik kamerası görüntülerinin ortaya çıkmasını talep etmişti.Bu görüntüler ortaya çıktığında Narin’in yanına kimin girip çıktığının net bir şekilde ortaya çıkacağını beyan etmiş ve bunun üstünde ısrarla durmuştu.
Sonunda görüntüler geldi.
Burada bir noktayı daha dikkatlerinize çekmek istiyoruz.
Olay ne olursa olsun, kim yaparsa yapsın, büyün yalanların er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir özelliği vardır. Bunca gizlenen olay sonrası gerçek fail ortaya çıktığında hem ailenin hem toplumun yüzüne nasıl bakacağını hiç hesap etmedi mi.
Kendi kirli eylemlerinin cezasını bir masuma kesmenin bu dünyada verilecek hiçbir ceza ile karşılanamayacağını belirtmek gerekiyor.
Asıl hesaplaşma Narin ile buna sebep olanlar arasında öbür dünyada gerçekleşecektir.
Şimdi olaya dönelim;Ailenin iddiasına göre güvenlik kamerası görüntülerinde cinayeti Nevzat Bahtiyar’ın işlediği ortaya çıkacaktı. Çünkü hepsi bunu iddia ediyor ve ailenin üzerine aslı olmayan iftiralar attığını söylüyorlardı.
Bugün askeri üst bölgesinin kamera kayıtları ortaya çıktı. Görüntülerde araç trafiği dikkat çekti. Narin’i öldüren Salim Güran’dır iddiası kuvvetlendi. Görüntülerin tam netleştirilmesi ve şüpheye mahal bırakmamak için özel bir çalışma yürütülüyor.Narin Güran cinayeti ile ilgili tutuklu sanıklar geçtiğimiz günlerde ilk kez mahkemeye çıktı ve 3 gün süren duruşma sonrasında tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı kararı çıktı.Narin’in babası Arif Güran Dara 2. Askeri Üs Bölgesinin güvenlik kamerası görüntülerinin dava dosyasına girmesi sonrasında, cinayetin çözüleceğini iddia etmişti.Tutuklu sanıkları avukatları da mahkemede görüntülerin önemli olduğunu ifade etmişti. Yeni ortaya çıkan görüntülerde araç hareketliliği görülürken
avukatların görüntülerin incelenmesi için başvuru yapacakları iddia edildi.Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir ise askeri Üsten alınan görüntülerin yeniden analiz edileceğini, gerekirse yurt dışından destek alacaklarını söyledi.Demir görüntülerin Uzmanlar tarafından incelenmesinin daha doğru olacağını vurgularken, bunun yanında başka taleplerimiz de oldu mahkemeden. Mahkeme değerlendirdi. Gelmeyenler var. Bunlar da kıymetli olacaktır.Örneğin okulun kamerası okulun orada bir hareketlilik var mı yok mu, yine başka
bir kamera tespiti var. Biz bunu da istedik o da gelecektir dedi.Avukat Pınar Narin’in katili net olarak Salim Güran’dır dedi ve olayı şöyle açıkladı:
Ceza yargılamasında inkâr, ikrar veya itiraf tek başına bir anlam ifade etmez. Yani bir kişinin çıkıp “Ben 10 kişiyi öldürdüm.” demesi onu katil yapmaz; aynı şekilde bir kişinin öldürdüğü hâlde “10 kişiyi öldürmedim.” diyerek inkâr etmesi de beraat kararı getirmez. İtiraf edenin mahkûm edilmesi için ölmüş 10 kişinin varlığına ve bu ölümlerle itiraf eden arasında illiyet bağı kuracak, maddi delil ve hakikate ihtiyaç vardır.
Narin dosyasına baktığımızda, dört sanığın mahkûmiyetine yetecek derecede ve sanıkları asli iştirak dâhilinde, asli fail ve şerik olarak cinayet işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi ve kuvvetli delil mevcut. Amcanın arabasındaki Narin’e ait tükürük ve idrar DNA’sı, aynı gün altı kişinin WhatsApp mesajlarını silmesi, hepsinin cep telefonlarının 100 metrelik bir alanda aynı anda sinyal vermesi, daraltılmış baz istasyonu ve HTS kayıtları, kuvvetli delil niteliğindedir.
Peki, bu kadar apaçık yalanlara Güranlar neden böyle davranıyor diye sorulursa, şunu söylemek gerekir: Bu tür kapalı devre, feodal aile yapılarında, eğer ortada despot bir muhtar amca figürü hâkimiyet kurmuşsa o ailenin çözülmesini ya da itiraf beklemesini istemek yanlış olur. Şu an tüm ailenin çabası, Narin’in ruhuna huzur vermekten çok, soyadlarının yasak bir ilişki ile ömür boyu anılmasını engellemeye yöneliktir. Güran ailesi, Enes’e sekiz avukat, anne Yüksel’e ise dokuz avukat tahsis etmiş durumda. Çapraz sorgu ve sorularla çözülmeye en açık, en zayıf halkaların, ağabey Enes ve anne Yüksel olduğunu biliyorlar ve bu nedenle onları yüzde 100 kontrol altına almak istiyorlar.
Her ne kadar soğukkanlı şekilde bir çocuk bedenini taşıyıp gömen Nevzat Bahtiyar’a öfkemiz olsa da duruşmadaki soğukkanlı ve kendinden emin tavrı, doğruyu söylediği içindir. İlk ifadesinde, Narin’in cansız bedenini dışarıda amca Salim’den aldığını söyleyen Bahtiyar, daha sonra ifadesini değiştirerek “Narin’i odada yerde yatarken gördüm, Salim ve anne Yüksel de oradaydı. Salim, ‘Çocuk Yüksel’le ilişkimizi gördü ve o yüzden öldürdüm.’ dedi.” ifadesini kullandı. Bu açıklama, kamuoyunda ve televizyon programlarındaki yorumlarda çelişkili olarak değerlendirildi; ancak aslında burada bir çelişki yok. Nevzat Bahtiyar, bu köyde kendisini adam yerine koyan ve karakterini Salim Güran’a şakşakçılık yaparak kuran biridir. Bu nedenle, başlangıçta Salim’i bu gayriahlaki durumla ifşa etmek istemedi. Anne Yüksel’i ve tüm Güran ailesini de toplum içinde lanetleyecek ve bir çocuğun ölümünden daha ağır gelecek bu ahlaki ilişkinin ifşacısı olmak istemedi. Ancak, faturanın kendisine kesilmek istendiğini fark edince devletin gücünü hissettiği noktada, tüm endişelerini geride bıraktı ve puzzleın son taşını bu şekilde yerine koydu. Şunu unutmayın! Güran ailesi, bugüne kadar sahip oldukları gücün ve varmış gibi gösterilen itibarın devamı için bir Narin değil, beş Narin feda etmeye de hazır.
Bu olayda kesinlikle gerçek ortaya çıkacak. Kendi değerlendirmemle bana göre failler net olarak belli, bu senaryonun çizildiği kişiler zaten belli. Salim Güran’ın adını duyduğumuzda hukukçu olarak yargı süreci devam etse de dosyayı başından itibaren okuyarak olayın gelişimini takip ettiğimizde ilk andan itibaren ortaya çıkan detaylar herkesin gördüğü kanıtlar net bir tablo çiziyor.Nevzat Bahtiyar ve amca Salim güran Diyarbakır’daki yüksek güvenlikli cezaevinde aynı cezaevindeler ama farklı bloklarda tutuluyorlar. Birbirlerini görme veya iletişim kurma imkanları yok. Nevzat Bahtiyar ve Salim Güran, yüksek güvenlikli cezaevinde, Enes Güran T tipi cezaevinde tutuluyor. Anne Yüksel Güran kadın cezaevinde kalıyor. Tek kişilik bölümlerde kalıyorlar, odalarda televizyonları da yok. Enes Güran ise T tipi cezaevinde. O da tek başına kalıyor, onun da televizyonu yok. Anne Yüksel Güran da kadın cezaevinde tek başına bir bölümde tutuluyor.15 yaşındaki Ramazan ise çocuk cezaevinde yanında iki Suriyeli tutukluyla kalıyor. Cezaevindeki sanıkların haftada 30 dakika telefonla görüşme hakkı var, açık görüş yapamıyorlar. Ancak ismini verdikleri 3 kişi tarafından haftanın ilk dört gününden birinde ziyaret edilebiliyorlar. Aynı cezaevindeki Nevzat Bahtiyar ve Salim Güran’ın ziyaretçi günlerinin çakışmaması da dikkat ediliyor. Avukatları da istediği zaman ziyarete gidebiliyor. İlgili mevzuata göre haftada sadece 3500 lira harcayabiliyorlar. Bu parayı nakit olarak yanlarında bulunduramıyorlar. Cezaevinin kantininden fiş ve makbuz ile alışveriş yapabiliyorlar. Kantinden buzdolabı, semaver ve vantilatör gibi ihtiyaçlarını da karşılayabiliyorlar. Şimdiye kadar birbirleriyle görüşme talepleri yok. Olsa da bu talep mevzuata uygun olmadığı için kabul görmeyecek. Herhangi bir taşkınlık veya disiplinsizlik de şimdiye kadar olmadı.Davada ilk duruşmada dikkat çekici iddialar ortaya atıldı. Baş şüphelilerden biri olan Nevzat Bahtiyar amca Salim Güran ile Narin’in annesi arasında bir ilişki olduğunu ve bu durumun cinayetin sebebi olduğunu iddia etti. Annenin ise bu iddiayı şiddetle reddederek mahkeme kürsüsünü yumrukladığı öğrenildi. Ayrıca Güran ile şüpheli bir telefon görüşmesi bulunan tutuklu Ramazan Aksoy tanıklık yapmak istemediğini belirtti. 15 yaşındaki bir diğer sanık ise tutuklu bulunduğu cezaevine geri gönderildi. Davanın 2. duruşması 26 Aralık Perşembe günü yapılacak ve sanıklardan Ramazan Aksoy’un dinlenmesi bekleniyor.Narin’in babası Arif Güran Bu önemli görüntülerin mahkeme kayıtlarına dahil edilmemesi halinde Adalet arayışı adına oldukça ciddi bir karar alacağını söyleyerek 3 oğluyla birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde açlık grevine başlayacağını ifade etti. Bu açıklamalar hem sosyal medyada hem de kamuoyunda geniş bir yankı uyandırmıştı.